Anunnakiler
Anunnakiler i hiç duydunuz mu? Anlamı gökten inen “Elliler'”olan Anunnakiler, Sümer mitolojisine göre insanın yaratıcıları olan bir üstün ırk olduğuna inanılıyor. Bu yaratıcı Tanrılar, çok uzun zaman önce Dünya’yı terk ettiler; bir gün geri geleceklerine söz vererek.
İlginç bir şekilde, Dünya üzerindeki kültürlere bakacak olursak, yaratıcı Tanrıların birçoğu Dünya’yı terk edip bir gün geri geleceğine söz verdi. Anunnakiler birçok kaynakta Muhafızlar, Gözcüler, Nefilim, Neteru gibi çeşitli isimlerle de geçmektedir. Yapılan bazı araştırmalara göre Anunnakiler ruhsal uyanış ve aydınlanmayı sağlamak ‘‘yaptıkları yanlışı düzeltmek’’ amacıyla Dünya’ya geri dönecek. Hatta bazı yazarlara göre Anunnakiler belli zamanlarda Dünya’ya inip Dünyadaki düzeni değiştirerek geri dönüyorlar.
Sümerler astronomi konusunda baya ilerlemişlerdi. Gezegenleri ve yıldızları ayırt ederek hareketlerini bile gözlemleyebiliyorlardı. Ay’a tam bir gök cismi olarak bakan Sümerler, Güneş sistemindeki tüm gezegenleri doğru bir sıraya koymuşlardır. Sümer krallarının kullandığı ve imza nitelliğinde olan bir mühür vardır. Bu mührün üzerinde işlenmiş Güneş Sistemi tasviri bulunmaktadır. Fakat bir farkla, gezegen sayısı bizim bildiğimizden bir fazla.
Kayıp Gezegen: Nibura (Planet X, Marduk)
Kayıp Gezegen Nibura; Anunnakilerin yaşadığı ve fazla olarak görülen gezegendir. Asuriler ve Babiller bu kayıp gezegeni ise “Marduk” olarak adlandırmıştır . Bazı kaynaklara göre Sümerlerin günümüzde daha yeni yeni sahip öğrendiğimiz bilgileri bundan 4500 yıl öncesi bilmesini, Nibura gezegeninden gelen “Ellilere” yani yaratıcı tanrılar olan Anunnakilere borçlu.
Sümer metinlerinde, Nibura gezegeninden geçen bir yılın Dünya’da 3600 yıla eş değer olduğu söylenmektedir. Yapılan son araştırmalarda Güneş sistemi dışında böylesine bir gezegenin mevcut olabileceğine dair bir çok bilgiye sahibiz. Bilim insanları bu kayıp gezegene Planet X adını verdi. Bu eski metinlere göre bir Anunnaki’nin ortalama yaşam süresinin 120SAR olduğuna yani bu Dünya’mız yılıyla 120 x 3600 ve ya 432 bin yıl olduğuna inanılmakta ve Nibura gezegeninin Dünya’ya bir sonraki yakın geçişini 2030 yılında yapacağını ve 2060 yılında civarında ise Güneş Sistemi dışına çıkacağı söylenmektedir.
DNA’mız Anunnakiler tarafından mı sınırlandırıldı?
Dna’mız Anunnakiler tarafından mı sınırlandırıldı? Araştırmacı yazar Gredd Braden’e göre DNA’mızda bulunan 64 koddan sadece 22 tanesini kullanabiliyoruz. Eğer bu kodlarının tamımını kullanabilseydik neler yapacağımızı hayal etmemizi istiyor ve ardından DNA’mızın büyük bir ihtimalle Anunnaki tarafından sınırlandığını söyleyerek şu soruyu sorar; Birileri ‘’ DNA’nın çoğunu kapatarak genetik yeteneklerimizi neden sınırladı ki?’’ Ortaya atılan başka bir teoriye göre ise Anunnakiler bizi kontrol altında tutmak için DNA’mızı sınırladı.
Günümüzde ise Anunnakiler’in Dünya’ya geri dönmek için doğru zamanı beklediği, Sirius A ve Sirius B sisteminden kuzenleri olan diğer yaratıcı Tanrılalarla yakından ilişkili oldukları ve orayı kontrol ettikleri inanılmaktadır.
Dışarıdan kimse dünyaya gelmeye uğraşmıyor.Sadece uygun miktar altın karşılığı buradan oraya gidip çok daha uzun yaşama kavuşmak için uğraşanlar mevcut.Yoksa bu kadar para mal mülkü ne yapacak diye düşündüklerimiz var ya işte tek amaçları bu.Kısaca gelmeye çalışanlar yok gitmeye uğraşanlar var..
Altın mı… ? Sen ciddi misin Hüseyin mutlu kardeş… Amaçları altın değil. Şuan bir yığın teori ve teoristler var.. Üstün ırk üstün teknoloji üstün bilim ve bizim gezegenimize sadece altın uğruna mı geliyorlar güldürmeyin beni lütfen. 🙂 O kadar üstünlükleri varken iletken olan altını mı yapamayacaklar iyice araştırmanı şiddet ile tavsiye ediyorum..
yakın tarihin bütün kadim uygarlıkları illede altına düşkündür. günümüz insanıda farklı değil. kurşunla altın bir izotop farkla bambaşka oluyor. şimdi annukiler insan dna sına hükmedebiliyor ama kurşunu altına çeviremiyor. aptal masalı bunlar. ama kabul edelim ki insanlık bilimde ne kadar ilerlerse yaratan fikrinden o kadar kaçınıyor. şimdi ilahi yada değil tanrıya inanmaktansa çok tanrıya yada tanrı güçleri olanlara inanmak daha kolay. diğer yandan dna 1950 civarının keşifleri. hani her haltı avrupalı buldu ya matematik fizik astronomi bilmeden babilli yada sümerli gezegenleri biliyor hesaplıyor takip ediyor gök cisimlerini sınıflandırıyor. vs vs baktığımızda kabartma resim yada kil tabletlerdeki bilgi muhteşem. sanki meedeniyet bu günkü yada daha ileri düzeye gitmişte dünya savaşı vs gibi bir nedenle teknoloji hayatlarından alınmış gibi. bu da insanın aklına en olası ziyaret yoluyla kısıtlı imkanlara sahip insan oğluna bilim hediye edilmiş gibi geliyor. o zaman da akla bu hediyeyi kim neden verdi sorusu geliyor. bilimi vermek yerine teknoloji transeferi daha kullanışlı bir hediye iken. yani kafa yormaya gerek yok. varlık işaretleri olsa da bu gün gibi bilim insanları teizm den kaçmak için efsane üretmiş ve süslemiş olabilir. fakat o zamanda başka bir soru akla geliyor. 8 – 10.000 yıllık hint efsanelerinde insanların kullandığı teknoloji. bir piramitin eşsiz enerji kaynağı şifa gücü bütün bu bilgiye sahip bir grup olmalı. hani bu gün dünyayı yöneten yenilikçi teknoloji sahiplerinin servetlerini arttırması gibi o dönemde de varlığını devam ettirmek için az gelişmiş toplumlara giderek orada tanrı gibi görülmüş bilim adamları yada bilime sahip bir kavim daha mantıklı. ama aç gözlü insan oğlu her daim her savaşta para ve sanata sahip çıkıp bilim insanlarını yok etmiştir. aklı selim her hükümdar bilim ve felsefecilere kolkanat gerip daha da güçlenmeyi bilmiştir. bu gün demokrasi yalanı sayesinde gerçek bilim insanları sürekli beyin göçüne tabi tutuluyor. belkide bilim insanları kendilerini gizleyerek hayatta kalabilmek için orta çağın büyücü yalanları gibi annunaki yalanını uydurdu. çok fazla soru ve çok az cevap var. bilmek de imkansız. 2030 ne kaldı:)) anunaki marduk efsanesini doğru kabul edersek eğer altın yalandır. jüpiter yükseliyor filmini izlediyseniz ordaki insan hasadı insan externi daha mantıklı. o derece ilim sahibi bir kavim içinde daha mantıklı.