Solucan Deliği Teorisi Nedir?
Solucan Deliği Teorisi
Solucan Deliği Teorisi nedir? Sorusunun cevabını aramadan önce;
A noktasından B noktasına gitmek istediğinizi düşünün. Bu durumda; A noktası Dünya,
B noktası ise 4.24 ışık yılı uzaklıktaki en yakın dış gezegenimiz olan Alpha Centauri olduğunu hayal edelim.
Fizik yasaları herhangi bir şeyin ışık hızından daha hızlı seyahat etmesini engellediği için B noktasına ulaşması için gereken asgari yıl sayısının 4 yıldan biraz fazla olduğu anlamına gelir. Ancak, şimdilik – ve daha uzun yıllar boyunca – ışığın hızına yakın herhangi bir yere seyahat etme imkanımız yok.
Mevcut teknolojimizle yapabileceğimiz şey, saatte 20.000 mil hızında veya% 0.003 ışık hızında yolculuk yapmak. Bu oranda Alpha Centauri ‘ye ulaşmamız 142.000 yıl sürecektir. En yakın dış gezegene bile gitmeye bir insanın ömrü yetmiyor.
Bu nedenle, A noktasından B noktasına ulaşmanın bir yolu yoktur. Diğer gezegene ulaşmak için gereken zamanı ve mesafeyi önemli ölçüde azaltacak bir tür kısayol olmadığı sürece. Peki ya varsa?
Solucan Deliği Teorisi: ‘Katlanmış’ uzay-zaman modeli, solucan deliği köprüsünün tek bir boğaza veya tüpe bağlı en az iki ağızla nasıl oluşturulabileceğini gösterir. (Fotograf: © edobric | Shutterstock)
Teorik fizikçiler, 1930’lardan bu yana bu kısa yolların varlığını, aslında beyaz delikler aracılığıyla ve en sonunda Einstein-Rosen köprüleri olarak adlandırdıkları solucan deliği hipotezini oluşturdular.
Bilim adamları kozmosta bir solucan deliğinin kanıtlarını henüz bulamadılar, ancak Albert Einstein’ın genel görelilik teorisine göre geçişler matematiksel olarak mümkün.
1935’te Einstein ve fizikçi Nathan Rosen, bu sürecin uzay-zaman içerisinde daha önce birbirinden ayrı iki varış yeri arasında bir köprü oluşturabileceğini öne sürdüler. Eğer genel görelilik doğruysa, bu “Einstein-Rosen Köprüleri” veya solucan delikleri, kozmosun uzak mesafelerine giden kısayollar olarak hareket edebilir.
Uzayda ve zamanda farklı noktaları birleştiren solucan delikleri, bilim kurgu gibi görünebilir, ancak bu gizemli tüneller teorik fiziğin gerçek bir özelliğidir.
Yıldızlararası – Interstellar Filmine ait bu sahnedeki olduğu gibi bir kağıdın ikiye katlanması genel göreliliğin, yüksek kütlenin alan dokusunu bükebileceğini gösterir. Eğer uzay-zaman kütle ile bükülebiliyorsa, o zaman başka şekillerde bükülebilir ve manipüle edilebilir. Matematik onu kontrol eder ve solucan delikleri fizik yasalarını ihlal etmez.
Solucan deliğinden uzaktaki bir galaksiye geçen bir uzay aracının resmi.
Fotoğraf: NASA
Solucan Deliği İle Zaman Yolculuğu
Solucan Deliği İle Zaman Yolculuğu Mümkün mü? Dengelenmiş bir solucan deliğinden kısayol alarak, bir nesne hedefine normal alanda yolculuk yapan bir ışık huzmesinden daha hızlı bir şekilde ulaşabilir ve kapıyı hem geleceğe hem de geçmişe zaman yolculuğu olasılığına açabilir. Bu da kendi içerisinde paradoksa yol açmakta.
İki solucan deliği ucu boşluk yerine zamana bağlanırsa, teorik olarak zamanda yolculuk yapılabilir.
Polchinski paradoksu:
Bir tane solucan deliği düşünelim, bir ucu solucan deliğinin geleceğe götüren ağzı diğer ucu da geçmise götüren ağzı olsun.Bir bilardo topunu istekayla geleceğe götüren ağzına attığınızı hayal edin. Fırlatılan bu top yörüngesi nedeniyle geçmisine çarpar ve ve solucan deliğine girmeden geri dönmüş olur .
Bu olay hiç yaşanmamış olur. Yani Polchinski Reyize dönüp “buyur buradan yak” diyebiliriz.
Bir başka teori ise , solucan deliklerinin yalnızca evrendeki diğer noktalara değil, aynı zamanda farklı evrenlere portallar olarak hareket edebileceğini savunuyor.
Yapay Solucan Deliği Açabilir miyiz?
Yapay solucan deliği açabilmek yer çekimi püskürten bir şey gerektirir – yani, negatif enerjiye sahip olması gerekir. Eğer bunun için gerekli olan egzotik maddeyi bulursak, ihtiyacımız olan yer çekimi önleyici özelliklere sahip olabilir.
İlginç bir şekilde, karanlık enerji, evrenin genişlemesinde bir artışa neden olmuş, yer çekimini kovucu olarak hareket etmesini sağlayan bir parçacık gibi yer çekiminin üstesinden gelmeye başlamıştır. Ancak bu, tünelleri açık tutmanın anahtarı olsa bile, doğal olarak gerçekleşmesi için çok fazla olması gerekmekte. Şu an dünya üzerinde hiç kimse böyle bir enerjiyi nasıl oluşturabileceğimizi bilmiyor.